Papatya SeçkinBy Papatya Seçkin|15 Minutes

Dünyanın en büyük sürdürülebilir mimarlık etkinliği olan ve 3 yılda bir düzenlenen UIA Dünya Mimarlık Kongresi bu yıl, 2-6 Temmuz 2023 tarihleri arasında Danimarka’nın Kopenhag kentinde gerçekleştirildi. Kongrede 135 ülkeden 6.000’den fazla katılımcı; 150’den fazla oturumda 400’den fazla konuşmacı yer aldı [1].

Fotoğraf 1 ve 2: Kongrenin gerçekleştiği Bella Centre gidiş yolu tabelaları.
Fotoğraf 3: Kongrenin gerçekleştiği Bella Centre dış görünüşü.
Fotoğraf 4: Kongrenin gerçekleştiği Bella Centre iç mekânı.

‘Sustainable Futures – Leave No One Behind’ (Sürdürülebilir Gelecek –Kimseyi geride bırakma) ana başlığı ile gerçekleşen kongre, Tasarımda İklime Uyum, Kaynakları Yeniden Düşünmek, Dirençli Topluluklar, Sağlık, Kapsayıcılık ve Değişime dair Ortaklıklar olmak üzere 6 önemli tema çevresinde kurgulandı.

Fotograf 5: BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Kongrenin 6 teması [2].

Kongre akademik sunumlar, davetli konuşmacıların yer aldığı özel oturumlar, kongreyi destekleyen firmaların standlarının, üniversitelerin, mimarlar odalarının ve çeşitli kurumların çalışmalarının yer aldığı sergi alanları, kentin farklı noktalarında sergilenen pavyonlar ile pavyonların konseptine bağlı olarak programlanan seminerler ve uygulanan mimari tasarımların yerinde gözlemlendiği gezi programlarından oluşmaktaydı.

Açılış seramonisinde, Danimarka Kültür Bakanı Jakob Engel Schmidt, Kongre başkanı Natalie Mossin, UNESCO genel direktörü Audrey Azoulay, UN Habitat Direktör yardımcısı Michal Mlynar, ve UIA Başkanı Jose Luis Cortes’in konuşmalarını takiben August Rosenbaum’un müzik dinletisi ile 28. Dünya Mimarlık Kongresi başladı.

Fotograf 6: Açılış seramonisi.

Katılımcıların ilgi alanına göre, daha önce bahsi geçen 6 tema etrafında kurgulanan, 10 farklı grupta ve eş zamanlı devam eden akademik toplantılar yoğun katılımla gerçekleşti. Akademik sunumların yanısıra bu sene ilk defa UIA Eğitim Komisyonu ve UNESCO-UIA Validasyon Konseyi tarafından “Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Mimarlık Eğitimi” başlıklı özel bir oturum düzenlendi. Oturumun ilk bölümünde, UIA Eğitim Komisyonu direktörleri Ashraf M. Salama ve Marilys R. Nepomechie’nin, validasyonun eğitimin geleceğini şekilllendirmedeki rolü, UNESCO-UIA Şartı ve Validasyon Sistemi El Kitabındaki önemli güncellemeleri paylaştıkları konuşmalarının ardından, UNESCO-UIA Validasyonu’nu üzerindeki RİBA’nın rolünü, Valerie Vaughan-Dick; UNESCO’nun rolünü Jana Revedin değerlendirdi. Unesco-UIA Validasyon Sistemi tarafından onay almış okulların temsilcilerinin davet edildiği panelde, Macaristan Pec Üniversitesi’nden Gabriella Medvegy, Birleşik Arap Emirlikleri Ajman Üniversitesi’nden Mohammad Arar ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden N.Papatya Seçkin, validasyon sürecinin katkılarını, kuruma yansılamarını ve sürece ilişkin deneyimlerini paylaştılar. Konuşmacılara yöneltilen sorular ve tartışmalar ile sonlanan panelin ardından, oturumun ikinci bölümünde sürdürülebilir kalkınma hedeflerini mimari tasarıma entegre etme konusundaki mevcut çabalara ilişkin görüşler tartışıldı. Bu kapsamda Ashraf M. Salama ve Marilys R. Nepomechie’nin moderatörlüğünde, Jana Revedin, iklim krizine yönelik potansiyel yansımaları ve bunların mimari pedagojiye nasıl entegre edilebileceği konusunda bir sunum paylaştı.

Fotoğraf 7: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Mimarlık Eğitimi” başlıklı özel bir oturumun konuşmacıları. Soldan sağa: Gabriella Medvegy, Ashraf M. Salama, Marilys R. Nepomechie, Jana Revedin, Mohammad Arar, N.Papatya Seçkin.
Fotoğraf 8: Jana Revedin ve N.Papatya Seçkin sunum duyurusu.

Günümüzde tasarımda dikkat edilmesi gereken hususların eğitime yansımaları, evrensel ve eşdeğer mimarlık eğitiminin sağlanmasında yapılabileceklere yönelik bir tartışma ortamı yaratması açısından, hem validasyonu sağlayan kurumların hem de validasyon alan okulların deneyimlerine yer verilmesi ile kongre, düşünmeye ve adım atmaya eğitimle başlamanın önemini de vurgulamış oldu.

Kongrenin can alıcı yönlerinden biri, sergi alanlarında gün boyunca devam eden seminerler ve davetli konuşmacılardı. Toplantı salonlarının yanısıra, sergi alanlarında da yoğun bir etkinlik programı hazırlanmıştı. Arup, Nordic Pavilion, FSC bunlara örnek olarak verilebilir.

Fotoğraf 9: FSC.
Fotoğraf 10: Nordic Pavilion.
Fotoğraf 11: Nordic Pavilion [3].

2022 Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazanan Diébédo Francis Kéré, Royal Institute of British Architects (RIBA) tarafından Kraliyet Altın Madalyası sahibi Pakistanlı mimar Yasmeen Lari gibi isimlerin konuşmaları da yoğun ilgi gördü. Diébédo Francis Kéré konuşmasında, yaşadığımız gezegeni mimariyle yavaş ama verimli ve kasıtlı eylemlerle iyileştirmek üzerine odaklanarak, daha azıyla daha fazlasını yapmaya dair inancını, tasarımları üzerinden örnelendirerek vurguladı. Yasmeen Lari ise, yoksul toplulukların sel, deprem vb doğal afetlere karşı korunma ve dayanıklı yapılara dair inşaa yöntemlerinden ve projelerinden örnekler paylaştı.

Fotoğraf 12: Yasmeen Lari [4].
Fotoğraf 13: Diébédo Francis Kéré ve Connie Hedegaard.

Kongrenin Etki Ortağı rolünü üstlenen VELUX Group, sürdürülebilir kalkınmayı hızlandırma taahhüdünün bir parçası olarak, yapı sektöründe diyaloğu teşvik etmek ve değişime ilham vermek hedefiyle kongre programında üç önemli konuya odaklandı: Bunlar, küresel bağlamda sürdürülebilirlik, geleceğin konutu ve yeni nesil endüstri profesyonelleri. Mimaride ve yapılı çevrede sürdürülebilir uygulamaların önemini vurgulayan; hızla gelişen konut ihtiyaçları ile sürdürülebilir yaşam alanları yaratmak için yenilikçi çözümler ve fikirlerle şekillenen geleceğin konut konseptlerini inceleyen; ve mimaride sürdürülebilir değişimi yönlendirmede genç mimarların ve profesyonellerin etkilerini önemseyen bir dizi panel ve sunuma ev sahipliği yaptı.

Akademik sunumların ve güncel konuların tartışıldığı oturumların yanı sıra, yeni nesil malzeme, ürün ve sistemlerin sergilenmesi, ürün geliştiricilerle birebir konuşma ve değerlendirme imkanı sunarken; klasikleşen malzeme ve sistemlerin yerini kaynağını doğadan alan ya da doğaya rahatlıkla karışan yeni nesil malzemelerin aldığını kanıtlaması açısından da kayda değerdi.

Fotoğraf 14: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 15: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 16: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 17: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 18: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 19: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.
Fotoğraf 20: Bella Centre içindeki sergi alanından kareler.

Kongre boyunca şehrin 15 farklı noktasında sergilenen pavyonlar ve pavyon konseptiyle bağlantılı olarak düzenlenen seminerler dikkat çekiciydi. Aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs-Sustainable development goals) ile ilgili temalar üzerine deneysel mimari proje niteliği taşıyan bu pavyonlar, yapı malzemelerini, inşaat teknik ve uygulamalarını yeniden düşünmeye teşvik etmesi bakımından da görülmeye değer.

Örneğin sürdürülebilir toplumlar inşa etmek temasıyla hazırlanan ‘Plastic pavilion’, plastik malzemenin çevreye zarar vermeyen kullanım olanaklarını ele almakta ve sağlık, inşaat, drenaj, elektrik ve ısıtma sistemlerinde plastik malzemenin yenilikçi kullanımlarının tartışıldığı ve ürünlerin sergilendiği bir ortam sunmakta.

Fotoğraf 21: Plastic pavilion, seminer ve sergi alanı.
Fotoğraf 22: Plastic pavilion, seminer ve sergi alanı.
Fotoğraf 23: Plastic pavilion, seminer ve sergi alanı.

‘Bricks in common’, Danimarka geleneksel mimarisinde sıkça görülen tuğlanın kullanımına dikkat çekiyor. Kesişen üç kemerden oluşan bu tuğla yapıda her kemer farklı boyutta ancak yaklaşık olarak aynı CO2 ayak izine sahip olacak şekilden tasarlanmış. En küçük kemer geleneksel tuğlalarla, ortanca kemer piyasadaki en çevre dostu tuğlalarla, en büyük kemer ise geri dönüştürülmüş tuğlalarla inşa edilmiş. Pavyon, tuğlanın uzun bir ömre sahip olduğunun yanısıra, üretimi için oldukça fazla enerji gerektirdiği, dolayısıyla yalnızca doğru şekilde kullanıldığında sürdürülebilir olduğunu vurgulamayı amaçlıyor.

Fotoğraf 24: Bricks in common [5].
Fotoğraf 25: Bricks in common [5].

‘From 4 to 1 Planet’, farklı konseptlerde 3 pavyondan oluşuyor. ‘Natural Pavilion’ alternatif malzemelere odaklanarak, ahşap strüktürlü, sıkıştırılmış yerel killi toprak duvarlı ve odun lifli yalıtım malzemesinin kullanımının, evin duyusal değerini nasıl artırabileceğini göstermeyi amaçlıyor. ‘Quarter Pie Pavilion’ alternatif inşaat yaklaşımlarını yeni yaşam yaklaşımlarıyla birleştirmeyi amaçlayan, karbon ayak izini azaltmak için 10 temel prensibi vurgulayan bir yapı örneği sunuyor. ‘Thatched Brick Pavilion’ ise, sazdan yapılmış bir cephe, samandan yapılmış çatı ve gözenekli kil bloklardan oluşan bir iç duvardan meydana gelen yapıda, biyobazlı malzemelerin kullanımıyla nasıl yüksek düzeyde yalıtım ve yangın güvenliği sağlayabileceğini göstermeyi amaçlıyor.

Kongrede dikkat çeken önemli bir başlık tasarımda gün ışığının kullanılmasıydı. Hem davetli konuşmacıların mimaride doğal ışığın önemi ve insanın performans ve huzuru üzerindeki etkisine dair vurguları, hem de kent içindeki pavyonlarda gün ışığının ne denli etkili olduğunun deneysel olarak da sınanması, katılımcılar açısından ilham vericiydi. Doğal gün ışığının mimari alanları iyileştirme ve huzurlu bir ortam yaratmadaki önemini vurgulamak için ‘Poetic day light’ iyi bir örnek oluşturuyor. Gün ışığından farklı şekillerde yararlanan üç mekâna sahip olan bu ahşap yapı, güneş ışınlarından en iyi şekilde nasıl yararlanılacağını gösteriyor.

Fotoğraf 26: Poetic day light.

Aynalı panelleri bitkilerle bir araya getirerek, yoldan geçenlere bir yansıma anı sunan ‘Reflections in common’, yıl sonunda pavyon söküldüğünde tüm bileşenlerin geri dönüştürülmesi ve bitkilerin de kalıcı yerlerine dikilecek olmasıyla bir döngüsellik örneği oluşturuyor.

Fotoğraf 27: Reflections in common.
Fotoğraf 28: Reflections in common.

CLT malzemenin CNC ile form bulduğu, birden farklı kullanıma hizmet edecek şekilde modiler şekilde kurgulana ve geleceğin teknolojisinin iklim sorunlarının üstesinden gelmek için nasıl kullanılabileceğine dair fikir vermeyi amaçlayan ‘Tower of wind’; CLT platformu, geridönüşümlü tekstil malzemeden yapılmış bir çatısıyla, arazi, erişilebilirlik, su altı biyolojik çeşitliliği ile ilgili sorunları ele alan, Kopenhag sularındaki ekolojiyi görmeye davet eden ‘The Raft’… ve daha niceleri…

Fotoğraf 29: Tower of Wind [6].
Fotoğraf 30: The Raft.

Şehrin farklı noktalarında konumlandırılan sergiler, şehrin dinamiklerini, sokaklara yayılan sanat ve kültürel etkinlikleri ve kentsel açık alanlardaki yaşamın düzen içinde işleyişini deneyimlemek için bulunmaz bir fırsat yaratırken, kongrenin yoğun programı içinde ister istemez nefes almayı da sağladı.

Fotoğraf 31: Kongens Nytorv meydanında fotoğraf sergisi.

Kongrenin son günü, kapanış seramonisinde konuşan economist Partha Dasgupta ve Danimarka Doğa Temelli Tasarım Stüdyosu (SLA) ortaklarından Mette Skjold, doğa ve biyolojik çeşitliliğin dirençli toplum üzerindeki önemine işaret ederek, ekonomi, geçim kaynakları ve toplumun refahı için eylemlerimize doğayı nasıl dahil edeceğimiz noktasında düşünmeye sevk ettiler. Özellikle Skjold, Danimarka’da bu kapsamda yaptıkları doğa temelli tasarımlara ve elde ettikleri olumlu sonuçlara değindi. Katılımcılar, Stüdyonun (SLA) hazırladığı küçük ölçekli bir deneysel ortamı da deneyimleme imkanı buldular. ‘Lets include nature’ ismini verdikleri deneysel kurgu, kuş sesleri eşliğinde, toprakta, ağaçlarda ve çürüyen ağaç gövdelerinde doğanın izini takip etmeye yönlendiriyor ve Skjold’un konuşmasında ifade ettiği gibi, doğayı tüm eylemlerimize, kararlarımıza ve planlarımıza dahil etmek, şimdiki ve gelecek nesillerin yararına korunmasının gerekliliğine dair farkındalığı sağlıyordu.

Fotoğraf 32: Danimarka Doğa Temelli Tasarım Stüdyosu (SLA) tarafından inşa edilen ‘Lets include nature’.

Açılış konuşmalarının ardından geleneksel UIA ödül törenine geçildi. Farklı kategorilerde birçok ödülün açıklandığı törende, The International Union of Architects (UIA) Award for Innovation in Architectural Education focus on SDG kategorisinde bir ödül de Gazi Üniversrtesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyeleri, yürüttükleri mimari tasarım stüdyosu ile ödüle layık görüldü.

Kongre, 2023 Yılı UIA Dünya Kongresi Başkanı ve aynı zamanda Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık ve Teknoloji Enstitüsü Başkanı Natalie Mossin’in, Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine (SDG) ulaşmak amacıyla yapılı çevreyi inşa ederken, planlarken ve geliştirirken hızlı ve radikal bir değişim için gereken ilkeleri 10 maddede özetlediği “Kopenhag Dersleri” ile sona erdi.

‘Gezegenin sağlığı ve temel insan ihtiyaçları tehlikede, kaybedecek zamanımız yok’ diyen Natalie Mossin, yapılı çevreyi geliştirirken, planlarken ve inşa ederken, kimseyi geride bırakmamanın kapsayıcı değerini vurgulayarak, mimaride her insanın temsiliyetine yer verilmesi; cinsiyet, yoksulluk, yaş, etnik köken, din ve yeteneğe dayalı geride kalma riski taşıyan insanların en başta düşünmesi; öncelikli olarak mevcut inşa edilmiş yapıların yeniden kullanılması; hiçbir amaç için yeşil alanların yok edilememesi; hertürlü koşulda doğal ekosistemler ve gıda üretiminin sürdürülmesi; her faaliyetin su ekosistemleri ve temiz su temini üzerinde olumlu bir etkisinin olması; inşaatlarda yerel yenilenebilir malzemelerin tercih edilmesi; atık üretilmemesi ve geride bırakılmaması; yeniden kullanım mümkün olduğunda, işlenmemiş mineral malzemenin kullanılmaması ve her şeyde karbon yakalamanın, karbon ayak izini aşması gerektiğini ifade eden 10 maddeyi açıkladı.

Fotoğraf 33: Natalie Mossin, 10 ilkeden oluşan Kopenhag Dersleri.
Fotoğraf 34: Natalie Mossin, 10 ilkeden oluşan Kopenhag Dersleri.

UIA 2023’ün “Kültür, hoşgörü, yeşil alan ve hayranlık verici mimarinin eşsiz birleşimini sunan, dünyanın en yaşanabilir şehirlerinden biri” diye tanımladığı Kopenhag, sürdürülebilir kentsel inisiyatifleri ve projeleriyle de dikkat çekiyor ve 2025 yılına kadar “karbon sıfır” hedeflerine ulaşmayı planlıyor.

Fotoğraf 35: Kopenhag sokakları.
Fotoğraf 36: Kopenhag sokakları.

UIA Dünya Kongresi’nin 2026 yılındaki buluşma noktası Barselona olacak. 2026 Dünya Mimarlık Başkenti olarak belirlenen Barselona’da düzenlenecek kongrede, “One today, one tomorrow“ sloganıyla, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir gelecek için şehrin mimariyle olan ilişkisine dikkat çekilecek.

Genel bir bakış açısıyla kısaca özetlemeye çalıştığım 28. UIA Dünya Mimarlık Kongresi, bir yazıya sığmayacak kadar yoğun ve keyifliydi. Kongrenin ve temsil ettiği kriterlerin Kopenhag kentine yansılamalarını bir sonraki blog yazımızda ele alacağız.

Fotoğraf 37: Kapanış seramonisi.

Kaynaklar

[1] https://uia2023cph.org

[2] https://uia2023cph.org/6-congress-themes/

[3] sustainordic.com

[4] https://www.stirworld.com/

[5] https://www.archdaily.com/

[6] https://www.klhuk.com/news/tower-of-wind/