Aylin AynaBy Aylin Ayna|5 Minutes

Müzeler, yalnızca sanatsal, kültürel ve/veya tarihi öneme sahip içeriklerin saklanıp korunduğu ve ziyarete sunulduğu mekanlar değil aynı zamanda insanların bir araya geldiği, bir yandan içerikle bir yandan da diğer insanlarla etkileşime girdikleri aracı oluşumlardır. Müzeler, tarih, sanat, doğa, bilim gibi alanlarla etkileşimimizi sağlayan, koruyan ve sürdüren kurumlar olarak hayatımızın sosyal, kültürel ve eğitsel bakımdan önemli bir parçasını oluşturur. Müzelerin saklama ve sunma fonksiyonlarının ötesine geçerek etkileşime odaklanan bir anlayışla gelişmesi ICOM’un zaman içerisinde değişen müze tanımlarından da izlenebilmektedir. Güncellenen yeni tanımı ile “Müze toplumun hizmetinde, soyut ve somut mirası araştıran, toplayan, koruyan, yorumlayan ve sergileyen, kâr amacı gütmeyen, kalıcı bir kurumdur. Halka açık, erişilebilir ve kapsayıcı müzeler çeşitliliği ve sürdürülebilirliği teşvik eder. Toplulukların katılımıyla, etik ve profesyonel olarak çalışır ve iletişim kurar; eğitim, eğlence, yansıma ve bilgi paylaşımı için çeşitli deneyimler sunar” [1] (ICOM, 2022).

Geçmişten günümüze, pek çok farklı tanım ile günün ihtiyaç, beklenti ve getirdiklerine göre kendisini güncelleyen müzeler süreç içerisinde gerek içerik gerekse sunum ve etkileşim yöntemleri bakımından da değişime ve gelişime uğramaktadır. Erişilebilir ve kapsayıcı bir müze deneyimi oluşturulması, sosyal etkileşimi destekleyecek önemli unsurlardan biridir. Müze deneyiminin erişilebilirliği, müze tanımında da vurgulandığı üzere birbirini tamamlayacak pek çok fonksiyon ve bu fonksiyonların erişilebilir hale getirilmesi, kapsayıcı yaklaşımın bütüncül bir bakışla geliştirilmesi gerekliliklerini ortaya koyar.

Bağımsız ve engelsiz erişimin ötesinde tüm kullanıcılar için eşit kullanım imkânlarının oluşturulması, özellikle kültür-sanat gibi bireysel olduğu kadar birlikte deneyimin de önem kazandığı alanlarda, tüm kullanıcılar/ ziyaretçiler arasında engelsiz ve ayrımsız bir etkileşim süreci sağlanması bakımından da erişilebilirliğin olmazsa olmaz parçalarındandır. Söz konusu imkânların sağlanabilmesi için esas olan, tasarım süreçlerinin başından itibaren kapsayıcı bir yaklaşım sürdürülmesidir.

Müze deneyiminin kapsayıcı bir yaklaşımla tasarlanması,
– Sosyal etkileşim ve sürdürülebilirlik,
– Kültürel etkileşim,
– Sanata erişim,
– Eğitime, bilgiye erişim ve katılım,
– Araştırma imkanları,
– Paylaşım ortamları ve araçları gibi konularda kapsayıcı çözümler oluşturulabilmesini sağlayacaktır.

“Rehber: Görme Engelli Ziyaretçiler İçin Müze/Sergi Deneyimi Tasarlanması” çalışması [2] da, bu bağlamda, sanat müzeleri ve görme engelli ziyaretçiler odağı üzerinden, müzeler/ sergiler için kapsayıcı deneyim imkânları oluşturulmasının yollarını ve araçlarını adımlar halinde ortaya koymaktadır. MSGSÜ Bilimsel Araştırma Projeleri desteğiyle gerçekleştirilen araştırma projesi verilerine dayanarak geliştirilen çalışma, ziyaretçi grupları, sivil toplum kuruluşları, tasarım alanı öğrencileri gibi konu ile ilgili olan kişi ve topluluklardan tasarım/uygulama süreçlerinde karar verici role sahip kişilere, kuruluşlara ve kurumlara, bilgi edinme konusunda destek sağlayacak bir doküman olarak hazırlanmıştır.

Rehber, kapsayıcı tasarım/geliştirme sürecini “planlama, tasarım & uygulama, süreklilik” aşamaları üzerinden,
1. Süreç yönetimi,
2. Fiziksel ortam erişilebilirliği,
3. Müze/sergi deneyim erişilebilirliği,
4. Etkinlik, eğitim ve araştırma imkanları erişilebilirliği,
5. Bilgi ve destek hizmetleri erişilebilirliği ve
6. Sürdürülebilirlik adımları ile detaylandırarak açıklamaktadır.

Tasarım sürecinden uygulama ve işletim/kullanım süreçlerine kadar her aşamada kapsayıcı bir yaklaşımla konunun ele alınması bütüncül ve özgün sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Müzenin/serginin koleksiyonu ve niteliği, yeni ve müze olarak tasarlanan bir yapıda mı yoksa yeniden işlevlendirilen tarihi/ tescilli/ tescilsiz bir yapıda mı yer aldığı gibi pek çok unsur özgün bir bakışın ve değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ziyaretçi, koleksiyon ve yapı niteliği farklılıklarının sürece ve adımlardaki kararlara nasıl etki edeceğine ilişkin değerlendirmelerin de paylaşıldığı rehber çalışması bu kapsamda olası fırsatlara, gerekliliklere ve potansiyellere işaret etmektedir.

Kapsamlı bilgi için Rehber e-kitap bağlantısı:
https://acikerisim.msgsu.edu.tr/xmlui/handle/20.500.14124/5720


Kaynaklar

[1] ICOM – International Council of Museums, “Museum Definition”, 24.08.2022, Prague, ICOM Website, URL: https://icom.museum/en/resources/standards-guidelines/museum-definition/, Erişim Tarihi: 28.09.2022

[2] Ayna, A., Olgun, İ., Çifter, A. S., Çabuk, Ş., 2024, Rehber: Görme Engelli Ziyaretçiler İçin Müze/Sergi Deneyimi Tasarlanması, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları, URL: https://acikerisim.msgsu.edu.tr/xmlui/handle/20.500.14124/5720

Aylin Ayna
2008 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ), Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. 2009 yılından bu yana MSGSÜ, Mimarlık Bölümü dahilinde görev yapmakta. Yüksek Lisansını 2011 yılında; araştırma çalışmalarının bir yılını Politecnico di Torino’da yürüttüğü doktora çalışmasını 2018 yılında MSGSÜ’nde tamamladı. “Mekânın duyusal ve algısal boyutları, çok duyulu deneyim ve etkileşim, evrensel/kapsayıcı tasarım, çevresel tasarım, sosyal sorumluluk” konuları çerçevesinde kişisel araştırmalarını yürütmekte ve dersler vermekte.