İdil AkyolBy İdil Akyol|5 Minutes

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 48. Kolokyumu bu yıl 7-9 Kasım tarihleri arasında Antalya’da düzenlendi. Her yıl ülkenin şehircilik gündemini odağına alan temalar çerçevesinde gerçekleştirilen etkinliğin bu yılki teması ise Yıkım-Yaşam-Şehircilik olarak belirlenmişti. 6 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımın şehircilik meslek alanına yansımalarından yola çıkılarak seçilmiş olan bu tema aslında kentlerin ve doğanın karşı karşıya olduğu farklı gündemleri (ya da krizleri) de kapsayıcı bir başlık olarak ele almayı sağladı diyebiliriz.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 48. Kolokyumu.

6 Şubat depremleri ve sonrasında yaşananlar kolokyumda sunulan bildirilerde ağırlığı oluştursa da ekonomik krizden, barınma krizine; kentsel dönüşümden, kültürel mirasa; savaşlardan, çevre mücadelelerine pek çok farklı konu kolokyum çerçevesinde tartışmaya açıldı. Bu büyük gündemlerin kentlere yansımalarını ortaya koymanın yanı sıra planlamanın bu sorunlara nasıl çözümler üretebileceği de pek çok bildiri kapsamında ele alındı. Yıkım ve savaş yerine yaşamı savunmak kolokyumun ana eksenini oluşturuyordu. Bu doğrultuda kentsel dirençlilik, yeni teknolojilerin kullanımı, katılım ve kent hakkı gibi kavramlarda ortaklaşan vurgular Türkiye deneyimleri bağlamında aktarıldı.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 48. Kolokyumu.
Kolokyum Kapanış Oturumu.

Davetli konuşmacı olarak katılma şansı bulduğum kapanış oturumu da hem ulusal hem küresel ölçekte karşılıkları olan sorunlar ve çözümlerin ele alınacağı bir kurgu ile tasarlanmıştı. İklim krizi ve göçmen krizine dair genel çerçeveyi çizen konuşmacılar kentsel politikalar ve planlama alanında yapılabileceklere dikkat çektiler. Bir diğer başlık son yıllarda pek çok derde deva olarak kullanılan kentsel dayanıklılığa odaklanıyordu ve dayanıklılık, dirençlilik gibi kavramların doğru tanımlanmasının önemi vurgulandı. Son olarak katkı verdiğim kentsel demokrasi başlığı altında da demokrasinin bugün içinde bulunduğu krizleri ve Türkiye bağlamını kentsel karar alma süreçleri üzerinden tartıştık. Demokratik bir planlama disiplininin kurulmasında katılım, şeffaflık gibi demokrasinin temel ilkelerine ve kent hakkına temellenen yaklaşımların neler sağlayabileceği üzerinde durduk. Öğrenciler, yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler ve serbest çalışan plancılardan oluşan izleyici kitlesinin katkılarıyla özellikle uygulamaya dönük çözümlerin geliştirilmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulandı.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 48.Kolokyumu Öğrenci Çalıştayı.

Kapanış oturumunda da deneyimlendiği gibi Dünya Şehircilik Günü Kolokyumları güncel akademik tartışmalara ev sahipliği yapmanın ötesinde farklı alanlarda mesleklerini icra eden plancıların, akademisyenler ve öğrencilerin farklı kurgularla bir araya gelmesine olanak sağlayan bir etkinlik olarak ayrı bir öneme sahip. Uzun zamandır devam eden öğrenci çalıştayları, farklı üniversitelerden şehir planlama öğrencilerinin genellikle kolokyuma ev sahipliği yapan şehre özgü çözümler üretmesini sağlayan; kolokyumun her yıl merak ve heyecanla takip edilen bölümlerinden biri. Bu yıl da Akdeniz Üniversitesi kampüsüne erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve yaşanabilirlik çerçevesinde çözümler geliştirmeye odaklanan çalıştayın sonuç ürünleri hem özel bir oturumla hem de bir sergi ile paylaşıldı.

Türkiye Planlama Okulları Birliği (TUPOB) Toplantısı.

Kolokyumun özellikle akademi için ayrı bir anlamı da var. Türkiye’deki tüm şehir ve bölge planlama bölümlerinin eğitim kalitesini arttırma amacıyla buluştuğu Türkiye Planlama Okulları Birliği’nin (TUPOB) olağan toplantıları da her yıl kolokyum kapsamında gerçekleştiriliyor. Bölümlerden gelen temsilciler ile Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi temsilcilerinin planlama eğitiminin genel durumunu değerlendirdiği bu toplantılar deneyim ve bilgi aktarımının yanı sıra bölümler arası iş birliklerine de zemin sağlıyor.

Kolokyum Kapanış Oturumu.

Sonuç olarak üç gün süren ve 1000’in üzerinde katılımcıyla noktalanan kolokyuma gösterilen ilgiden herkes memnundu. Özellikle Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen öğrencilerin yoğun katılımı mutluluk vericiydi. Öte yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile İstanbul, Ankara, Muğla gibi büyükşehir belediyeleri adına katılım sağlayan pek çok meslektaşımızla, akademiden, farklı kamu kurumlarından ve özel bürolardan katılan şehir plancılarıyla bir arada olmak tartışılan gündemin ağırlığını göğüslemeye yardımcı oldu diyebiliriz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da daha adil, daha eşit, daha demokratik bir yaşamın kurulabilmesi için meslek alanımız adına mücadele etmenin, üretmenin ve dayanışma içinde olmanın önemini hissederek ayrıldık.

Hepimizin 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü olsun.

Etkinliğin çağrı metni için bkz. Dünya Şehircilik Günü 48. Kolokyumu Çağrı Metni

Sonuç bildirgesi için bkz. Dünya Şehircilik Günü 48. Kolokyumu Bildirgesi


İdil Akyol Koçhan
Şehir plancısı, akademisyen, 33. Dönem TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde çalışıyor. Planlama ve kentsel tasarım süreçlerinde katılım ve müzakere konularında çalışmalar yürütüyor.