Inclusive Design SIDe (Sustaining Inclusive Design); British Council’ın “Newton Fund – Research Environment Links Programı” kapsamında desteklenen Loughborough Üniversitesi’nin Tasarım ve Yaratıcı Sanatlar Okulu (LSDCA), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve beş sorumlu ortak (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, Altı Nokta Körler Vakfı, Cambridge EDC, FixED, DRS) bir araya gelerek, kapsayıcı tasarım araştırmasına yönelik iş birliği çerçevesinde sürdürülebilir ortaklaşa-tasarım çalışmalarının yürütüldüğü bir platformdur. Platform; kapsayıcı tasarım süreciyle ilişkili çok farklı alanlardan paydaşlara yönelik bütünleyici bir yaklaşım ortaya koymayı hedeflemektedir. Bahsi geçen paydaşlar; yerel yönetimden politika belirleyicileri, farklı ölçeklere yönelik tasarım eğitmenlerinden kar amacı gütmeyen girişimler ve özel sektöre kadar geniş bir grup oluşturmaktadır.
Platformun öne çıkan özelliği “tasarım ihtiyacı sahibi – tasarımcı/mimar” (ör. kapsayıcı tasarım çözümlerine ihtiyaç duyan sivil toplum kuruluşları ve bu ihtiyacı karşılayabilecek tasarım öğrencileri ve/veya profesyonelleri) arasında direkt bir bağlantı kurarak (ör. kapsayıcı tasarım çözümlerine ihtiyaç duyan sivil toplum kuruluşları ve bu ihtiyacı karşılayabilecek tasarım öğrencileri ve/veya profesyonelleri) ihtiyaçların doğru şekilde giderilmesini ve yenilikçi bir yaklaşımla hayata geçme potansiyeli olan tasarım çözümlemelerine ulaşılmasını hedeflemektedir. Platforma kayıt olan kullanıcılar “tasarım ihtiyacı sahibi” veya “tasarımcı/mimar” rollerinde birbirleriyle etkileşime girebilmekte ve proje önerileri oluşturabilmektedirler. Bu çevrimiçi etkileşim sayesinde sosyal sorumluluk ve yenilikçilik bağlamında çok paydaşlı eşleşmeler ve ortaklaşa-tasarım olanakları ortaya çıkmaktadır.
Platformun içeriğini ve işleyiş biçimini tanımlayan web sitesi ile birlikte MSGSÜ’de Mimarlık Fakültesi bünyesinde verilen ve Fakülte’nin Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Endüstri Ürünleri Tasarımı, İç Mimarlık Bölümleri’nin ortak dersi olarak gerçekleştirilen MFA 300 – Sosyal Sorumluluk Uygulamaları Dersi, 2019-2020 Eğitim Yılı, Bahar Dönemi’nde söz konusu platform üzerinden kurulan işbirliği ve paydaş katılımının ilk örneklerini verdi. Platformun hayat bulmasını sağlayan araştırma programı kapsamında, SIDe oluşumunun açılımlarının yanı sıra benzer nitelikte farklı platform ve çalışmaların bilgisinin paylaşıldığı Sürdürülebilir Kapsayıcı Tasarım Sempozyumu ise 25-26 Eylül 2020 tarihleri arasında çevrimiçi ortam üzerinden olarak gerçekleştirildi.
Loughborough Üniversitesi, Tasarım ve Yaratıcı Sanatlar Okulu Dekanı Prof. Dr. Cees de Bont’un açılış konuşması ile başlayan sempozyumun ilk davetli konuşmacısı Cambridge Üniversitesi’nden Prof. P. John Clarkson, “Mühendislikten Kapsayıcı Tasarıma ve Tekrar Başa – Erdemli bir Döngü” başlığı üzerinden gerçekleştirdiği sunuşunda özellikle kapsayıcı tasarıma, ihtiyacın doğru tanımlanmasına ve nasıl karşılanacağına ilişkin geliştirilen çalışmaların, sistem mühendisliği ile ele alınması sayesinde mümkün olacağının altını çizerken etkinlik teması açısından güçlü bir başlangıç oluşturdu.
Design School Kolding’ten Prof. Helle Marie Skovbjerg, “‘Katılabilir miyim?’ – Kapsayıcı Bir Oyun Ortamı İçin Tasarım Yapmak” başlıklı sunumunda felsefe ve oyun alanındaki deneyimin nasıl bir araya getirileceğini tartışırken farklı yaş gruplarından 900 çocuk katılımcı ile gerçekleştirdiği araştırma projesindeki 3 temel nokta olan “yeni bir teorik yaklaşımın geliştirilmesi”, “marjinalize olmuş çocuğun projeye nasıl dahil edilebileceğinin değerlendirilmesi” ve “çocuğun sesi ile projenin rapor ve değerlendirilmesinin oluşturulması” konularına dikkat çekti.
Londra Kingston Üniversitesi’nden Prof. Daniel Charny ise “Birlikte Yaratıcı Düzeltme Yoluyla Gerçek Dünyadaki Zorluklara Yanıt Vermek” başlığını taşıyan sunumunda işbirliği ve ortak yaratım süreçlerine ait nüans farklarına değindi. Özellikle eğitimin farklı deneyimleri açık hale getirmek konusundaki rolünü FixED uygulamaları üzerinden paylaştı.
Sempozyumun diğer önemli bir açılımını Kyoto Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Julia Cassim, gerçekleştirdi. “Kapsayıcı Bir Ortak-Tasarım Sürecinin, Korumalı ve Pozitif Ayrımcı İş Yerlerinin, Bütünleşik ve Uygulanabilir Sosyal Girişimlere Dönüşmesi ve Gelişmesi İçin Kullanılması” başlıklı sunumunda kapsayıcı tasarımın gelir eşitsizliği ile bağlantılı olduğunu, bu nedenle de istihdamın konunun odağına taşınması gerektiğini aktaran örneklere dayalı paylaşımlarda bulundu.
Loughborough Üniversitesi’nden Serpil Acar, “Hamile Kadınların Ulaşım Güvenliği ve Kapsayıcılık” sunumu ile özellikle tanımlı bir grubun emniyetine yönelik detaylandırılmış analizleri ve durum senaryolarına dair tasarım önerileri açısından oldukça etkileyici bir ele alışı bizlerle paylaştı.
KU Leuven’den Prof. Ann Heylighen, “Müzakereci Bir Girişim Olarak Kapsayıcı Tasarım” sunumunda tasarım ilkelerinin nasıl uygulanabilir hale getirileceğini tartışırken özellikle empatiye dayalı üretim ile insanların birbirinin perspektifini görmesine neden ihtiyaç duyduğumuzu işaret etti.
İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı (İZEV) adına katılan Doç. Dr. Saadet Aytıs, Merve Kılıç ve Hakan Kural “Kapsayıcı yaşamı tasarlamak” başlığındaki sunumları ile İZEV’de gerçekleştirilen yaratıcı farkındalık projeleri ile eğitim çalışmalarına ilişkin bilgileri aktardılar. Tüm sunumların kapsayıcı tasarımı konu alması dışında ortak paydayı belirleyen en önemli kesişimin çocuk eğitimine yönelik olup özellikle erken yaşlardaki yaratıcılığın sosyal sorumluluk bilinci ile kazanımına dair geliştirilen eğitim atölyelerinin önemine yapılan vurgu oldu.
İlk günün son konuşmacısı olarak Institute for Human Centered Design’dan Ms. Valerie Fletcher, kapanışı “Tasarımın Gücünü Doğrulamak İçin DSÖ Bağlamsal Engellilik Tanımının Güçlü̈ Politika Platformunu kullanmak” başlıklı sunumuyla gerçekleştirdi. Fletcher, sürekli kendini geliştiren kapsayıcı tasarıma, evrensel tasarımdan nasıl geçtiğimizi tanımlarken özellikle kısıtların belirlenmesine dikkat çekerken, konuya ve yere özel gerçekleştirilen tasarımlarda ise geleneksel röportaj ile etnografik inceleme arasındaki dengenin hassasiyetine değindi.
Sempozyumun ikinci günü, “Yerel Yönetim Perspektifinden Erişilebilirlik ve Kapsayıcı Tasarım” teması altında Avcılar Belediye Başkanı Av. Turan Hançerli’nin “Güzel insanlar kenti Avcılar” sunumu ile başladı. Avcılar’da gerçekleştirilen projelerde hedeflenen adaletli hizmet üretimi ilkesi doğrultusunda eğitim, kültür, sanat ve spor alanındaki fark yaratan çalışmaların bilgisi aktaran Hançerli özellikle projelerin odağına taşıdıkları çocuk eğitiminin yerel yönetim açısından önemini vurguladı.
Yerel yönetim ayağında benzer çalışmaların yürütüldüğü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Üstyapı Projeler Müdürlüğü Erişilebilirlik Birimi’nden katılan Ebubekir Gündoğdu ise “Herkes için erişilebilir İstanbul” başlığı altında gerçekleştirdiği sunumda kapsayıcı tasarım çözümleri doğrultusunda hâlihazırda yürütülen ve geliştirilmekte olan proje bilgilerini aktardı. Kapsayıcı ergonomik çözümlerden farkındalık çalışmalarına kadar ele alınan tüm projelerin genel çerçeveleri ile paylaşıldığı sunum, Büyükşehir Belediyesi olarak uygulamaya geçirilmesi planlanan projelerin bilgisini de içermekteydi.
Mekanda Adalet Derneği olarak sivil toplum kuruluşu (STK) kanadından konuya dair son derece önemli bir değerlendirmelerini paylaşan Yaşar Adanalı ise “Mekânda Adalet Yaklaşımı İle Kapsayıcı Tasarım” başlığındaki sunumu ile kentlinin tamamına hizmetlerin ulaştırılması hâlinde adaletin mekânsal boyutunun sağlanabileceğini ve bunun gerçekleştirilebilmesi içinde koalisyonların önemini vurguladı.
Sempozyum Selami Çifter tarafından yapılan SIDe Projesi tanıtımının ardından, projenin STK paydaşlarının sunumları ile devam etti. Bu çerçevede, Altı Nokta Körler Vakfı adına Oya Sebük (Vakıf Başkanı) ve Seçil Arıkan, sonrasında ise Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği adına Ecesu Alyanak ve Tuğçe Akgün “SIDe Projesi Deneyimleri ve Yansımaları” temalı sunuşlarını gerçekleştirdiler.
Londra, Middlesex Üniversitesi’nden Prof. Patrick Jordon sempozyumun son davetli konuşmacısı olarak oldukça farklı bir konu başlığı olan “Anlatımsal Ergonomi – Ürünler, Hizmetler ve Öz Kimlik” sunumunu gerçekleştirdi. Jordan sunumu ile otoetnografi tartışmasını masaya yatırarak hizmetlerden elde ettiğimiz deneyimin hayatımızda ki önemini değerlendirdi.
Sempozyum son oturumu Aylin Ayna’nın, MFA 300 – Sosyal Sorumluluk Uygulamaları Dersi sürecini aktaran sunumu ve takiben gerçekleştirilen ders kapsamında öğrenci grupları tarafından sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar ile birlikte tasarlanan projelerin aktarıldığı sunumlar ile tamamlandı. Ders sürecinde, farklı disiplinlerden öğrencilerin bir araya gelerek oluşturdukları 14 proje grubundan 8 tanesi projelerini paylaşmak üzere oturuma katılım sağladı ve katılım sağlayan her bir proje grubu dönem boyunca yürüttükleri çalışmalar ve sonuç ürünleri sunumları ile paylaştı.
- – “Benimle Dokun” (herkes için müze)
– “Yardımcı” (herkes için mutfak)
– “Erişilebilir alışveriş” (herkes için alışveriş)
– “Birlikte engelsiz oyun” (kamusal hayata katılım)
– “Bu taraf” (herkes için ulaşım)
– “Koruyucu yüzey” (herkes için mutfak)
– “Erişilebilir alanlar, bağımsız yaşamlar” (bağımsız hareket)
– “Herkes için rota” (kamusal hayata katılım)
Yoğun ilginin ve katılımın olduğu sempozyum her ölçekte sağladığı açılımlar ile farklı aktörlerin paydaşlığında gerçekleştirilen projelerin daha geniş bir çarpan etkisi ortaya koyduğunu, işbirliklerin süreci yönetmekteki önemini bize bir kez daha hatırlattı.